CHP Genel Başkanı Özgür Özel, özel hayatına ilişkin yaptığı açıklamada, normalde günde 12 saat çalıştığını ama çoğu zaman bunun 18 saate çıktığını söyleyerek, Manisa’da yaşayan eşini ayda sadece 2 gün görebildiğini anlattı. Evini Ankara’ya taşımayı düşünüp düşünmediği sorusuna Özel, “Manisa’dan kopmaktan korkuyorum…Manisa’dan uzak kalınca kızım burnumda tütüyor…Kardeşim Barış burnumda tütüyor… Bir de Spil Dağı burnumda tütüyor… Dağı da kardeşim gibi özlerim” diye yanıtladı.
Sabah yazarı Yavuz Donat, CHP lideri Özgür Özel ile yaptığı söyleşinin ikinci bölümünü yazdı.
Donat’ın aktardığına göre Özel, darbe konusunda net mesajlar verdi. “Demokrasinin kitabında da, lugatında da darbe kelimesinin yeri yok… Olamaz da” diyen Özel, “Darbe, demokrasiyi rafa kaldıran, her seferinde ülkeyi 20-30 yıl geriye götüren bir olay… Kimseye faydası yok… Zaten, bu memlekette darbeden medet uman bir daha belini doğrultamıyor” ifadelerini kullandı.
Özel, 15 Temmuz için “kontrollü darbe” veya “tiyatro” denildiğinin hatırlatılması üzerine ise şunları söyledi:
“Bu bir tiyatro’ diyorlardı.
Hatta… Partinin bir toplantısında… Televizyon da vardı… ‘Bu bir tiyatro’ dediler.
Anında karşı çıktım… Dedim ki… ‘Kardeşim, bal gibi darbeydi… Buna tiyatro diyen ya gerçeklikten kopmuştur ya da eksik akıllıdır.’
Ve devam ettim… Buna tiyatro demek kadar, Türkiye’ye yapılacak büyük kötülük yoktur.”
Yavuz Donat, Özel’e ‘özel hayat’ soruları da yöneltti. Özel, “Günde kaç saat çalışıyorsunuz?” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Normal çalışmam 12 saat… Ama çoğu kez geniş tabanlı çalışmam gerekiyor… 18 saat.”
Özel, “Hanımefendi halaManisa’da mı?” sorusunu ise “Evet… Manisa’da… Beni ayda iki gün görebiliyor… Geçenlerde İstanbul’da, kızımızın mezuniyet töreninde buluştuk… Birbirimizi görmeyeli 20 gün olmuştu” şeklinde yanıtladı.
Donat, Özel ile sohbetin “özel hayat” ile ilgili kısmından şunları aktararak devam etti:
“Özgür Özel’e bir soru daha: Ankara’ya taşınmayı düşünmüyor musunuz?
Yanıtı uzun… Hiç makaslanmadan paylaşalım:
Eşim de, ben de Eczacılar Odası Başkanlığı’ndan geliyoruz. Ben Eczacılar Odası Genel Sekreteri iken, eşim de Eczacılar Odası Etik Kurulu’ndaydı… Yüksek Haysiyet Divanı’nda.
Yani… Bütün kurallara uyulmasını sağlayan kişiydi. Titizdir…Disiplinlidir… Her sabah eczanesini kendisi açar… Akşam kendisi kapatır… Bütün kurallara uyar.
O yüzden, resmî tatiller dışında Manisa’dan ayrılamıyor.
Ama… İlk kez size söylüyorum… Eczanemizi devretmeyi düşünüyoruz.
Uygun bir takvimde devredersek… Ondan sonra her şey olabilir. Her şey… Yani Manisa’daki evi Ankara’ya taşımak… Ankara’da ev tutmak… Ailece Başkent’te yaşamak.
İşte bu konuda… Özgür Özel’in bir çekincesi var.
“Ama” diyerek anlatmaya başlıyor:
– Manisa’dan kopmaktan korkuyorum… Manisa’dan uzak kalınca kızım burnumda tütüyor… Kardeşim Barış burnumda tütüyor… Bir de Spil Dağı burnumda tütüyor… Dağı da, kardeşim gibi özlerim.”
Yazının tamamını okumak için