Türkiye’de çocuğa istismar konusu son dönemde sık sık gündeme gelirken olaylardaki artış kaygı verici boyutları ulaşıyor. Uzmanlar istismara uğrayan çocuklarda duygusal ve fiziksel belirtiler bulunduğunun altını çizerken, aileleri bunlara dikkat etmesi konusunda uyardı.
Cumhuriyet’e konuşan Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği’nden psikiyatri uzmanı Dr. Eren Ezgi Gevher Avcı, “İstismarların büyük kısmı çocuğun ve ailenin tanıdığı kişiler tarafından gerçekleştirilmektedir. Bu durum da olguların açığa çıkmasını zorlaştırır. İstismara uğrayan çocuklarda kaygı, içe kapanma, huzursuzluk, davranış değişiklikleri, bazı mekânlardan kaçınma, ebeveynlere yapışma, ders başarısında azalma, okuldan kaçma, görünmez olma isteği, cinsel konularda yaşıyla uyumsuz bilgi sahibi olma, cinsel konularda konuşma, oyuncaklarıyla cinsel eylemleri taklit etme, evden kaçma, fiziksel belirtiler, davranış bozuklukları görülmeye başlar” dedi. Ailelerin ve öğretmenlerin kuşku duyduğu zaman çocukların kendini güvende hissetmesini sağlayacak ortam yaratması gerektiğini belirten Avcı, “Çocuğa inanacağını, onu korumak istediğini, sırrını saklayacağını ancak yardım alması gereken bir durum olduğu için uzmanlara danışacağını belirtmeli, sabırlı olmalıdır. Ebeveyn veya öğretmenin kaygılı, sabırsız veya öfkeli olması çocuğun saklama eğilimini artırır. Susmak, üzerini örtmek istismara zemin hazırladığı gibi çocuğun erişkin yaşta ortaya çıkacak yıkıcı ruhsal etkilerini artırır” ifadelerini kullandı.
‘TEPKİYİ ÇOCUĞUN YANINDA VERMEYİN’
Avcı sözlerini şöyle sürdürdü: “Çocukların istismar ve taciz konusunda eğitimler verilmesi, çocukların sınır aşımlarını kavramasını sağlar ve bu konuda yardım isteme eğilimini destekler. Çok küçük yaşlardan itibaren çocuklara, bedeninin başkaldırı tarafından görülmemesi ve dokunulmaması gereken bölgelerini öğretmek gerekmektedir. Çocuğa bu bölgelere dokunulduğunda ‘hayır’ diyebilmesini ve bu durumu güven duyduğu erişkinlere açıklamasını desteklemek gerekmektedir. Çocuğun bunu açıkladığında bu kişilerin cezalandırılacağını, tartışma çıkacağını, öfke gösterme eğilimi olan ailenin bilhassa erkek üyelerinin birilerine zarar vereceğini düşünmesi çocuğun açık olmasına engel olur. Ebeveynler duygusal tepkileri çocukların yanında vermemelidir.”