-
Haber7 – ÖZEL
Fetullahçı Terör Örgütü‘nün (FETÖ) silahlı kalkışmasına geçit vermemek için bedenini kurşunlara siper ederek milli iradeye sahip çıkan kahramanların 15 Temmuz‘daki direnişinin üzerinden 8 yıl geçti.
15 Temmuz Şehitler Köprüsü üzerinde asker kılığına bürünmüş FETÖ’cü hainler tarafından ateş açılarak kolundan ve başından yaralanan 15 Temmuz gazisi ve 15 Temmuz Derneği üyesi Ahmet Alkılıç, Haber7‘ye konuştu. Darbe girişimi gecesi yaralandıktan sonra hastaneye kaldırılan, 1 yıl boyunca konuşamayan ve hafıza kaybı yaşayan Ahmet Alkılıç, köprüde yaşadıklarını ve hissiyatını anlattı.
ÖNCE ERDOĞAN’IN EVİNİN ÖNÜNE GİTTİLER
“Anadolu Yakası’nda inşaat işleriyle uğraşıyorum. 15 Temmuz günü ben ofisimde otururken bir anda darbe kalkışmasının olduğunun haberini aldım.” diyen Ahmet Alkılıç, öncelikle evine gittiğini ve olayları yakından takip ettiğini belirtti.
Sokağa çıkın çağrısının ardından öncelikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın evinin önüne gittiklerini belirten Alkılıç, “Cumhurbaşkanımızın halkı davet etmesini duyunca ben ve çok yakın bir arkadaşım Tayfun ile beraber yola çıktık. Yola çıktığımızda babam aradı. Babam da bizimle beraber geleceğini söyledi. İlk önce Cumhurbaşkanımızın evine gittik. Orada muazzam bir kalabalık vardı. Hatta bir izdiham vardı, daha doğrusu.” dedi.
POLİSLERİN UYARISINA RAĞMEN DARBECİLERE DİRENDİLER
15 Temmuz Şehitler Köprüsü’ne geldiklerinde darbecilerin ölüm kustuklarını belirten Alkılıç, polislerin kendilerini gitmemeleri konusunda uyardığını söyledi.
“O anda Cenab-ı Allah oradaki herkesin üzerindeki korkuyu almıştı” diyen Ahmet Alkılıç, gözlerini kırpmadan darbeci hainlerin üzerine yürüdüklerini söyledi. Alkılıç, “Köprüye gittiğimizde oradaki polisler bize gitmememiz gerektiğini, insanların öldürdüklerini söylüyorlardı. O anda Cenab-ı Allah herkesin üzerinden korkuyu almıştı. Ve biz de milleti vurduklarını bile bile, hatta göre göre köprüde bu hainlerin üzerine doğru gitmeye başladık. Giderken de elimizde ne bir taş ne bir sopa vardı, hiçbir şey yoktu. Çıplak ellerimizle bunlara, kışlalarına gitmelerini, yaptıklarının yanlış olduğunu söylemek için gittik. Herhangi şiddet içeren bir eylemle oraya doğru gitmedik.” diye konuştu.
GECE BOYUNCA HİÇ DURMADAN ATEŞ ETTİLER
FETÖ’cü alçakların durmaksızını ateş ettiğini belirten Alkılıç, şunları söyledi:
“Gittiğimizde üzerimize yoğun bir atış başladı. Yoğun atış başladığı zaman yere yattık. O anda da vurulan çok kişi oldu. Atış biraz azaldığında… Bakın kesinlikle atışı kesmiyorlardı. Azaltıp çoğaltıyorlardı. Tekrar ayağa kalktık. Bunlara doğru koşan adımlarla gittiğimiz anda ikinci büyük atışı yaptılar. Önümdeki insanların domino taşı gibi vurulup düştüğünü görünce, ben de yanımdaki arkadaşımı iterek kendimi bariyerlerin altına atmaya çalıştım. Atarken de biri kolumdan biri kafamdan olmak üzere 2 mermi yedim.”
O GÜN GERÇEK ASKERLER BİZ OLDUK
“Bunlar asker değildi, darbeci hainlerdi. O günün askerleri bizlerdik.” diyen Ahmet Alkılıç, “Biz, Ulu’l-emre uyduk, Cumhurbaşkanımızın emriyle o gün gerçek askerler biz olduk. Biz vatanın bölünmeyeceğini, vatanımızda herhangi böyle bir terör eylemi olduğu zaman halkın nasıl karşı koyacağını göstermek için çıktık dışarı. Bu biraz da nasip işidir. İlk önce Cumhurbaşkanımızın emriyle vatanımızı savunmak için dışarı çıkan fertlerdik.” ifadesinde bulundu.
“BİZ ATIŞ ALANINDAN BİR DAHA VURULMADAN NASIL ÇIKTIK, HAYRET EDİYORUM”
Arkadaşı tarafından ateş hattından çıkarılan Alkılıç, sözlerine şöyle devam etti:
“Daha sonra ben vurulduğumda Tayfun dediğim arkadaş kalabalığın içerisinde beni buluyor. Hareketsiz bir şekilde yerde yatarken beni sırtına alıyor ve sırtında yaklaşık 100 metreye yakın atış alanından çıkartmaya çalışıyor. Benim 3-4 ay sonra kendime geldiğimde Tayfun’un söylediği ilk şey; ‘Ahmet, seni sırtıma alıp alandan çıkarttığımda bir daha nasıl vurulmadık, hayret ediyorum.’ dedi. Çünkü atışı hiçbir zaman kesmediler.”
ACIMADAN KALABALIĞA TANKTAN TOP ATIŞI YAPTILAR
FETÖ’cü hainlerin yaralıları almaya bile müsaade etmediğini vurgulayan Ahmet Alkılıç,
“Bizim Türk milletinin bir özelliği vardır; ‘Aman’ diyene silah çekmez ve her zaman savaşta bile şefkatli olmuştur. Ama bu hainler beyinleri nasıl yıkandıysa yaralılarımızı kenara çekmeye bile tahammülleri yoktu. Saldıran kuduz köpekler gibi devamlı elleri silahlarındaydı ve devamlı millete ateş ediyorlardı. Biliyorsunuz 2 defa insanların üzerine tankla top atışı yapıldı. Şimdi mahkemelerde diyorlar ya, ‘Biz havaya ateş ettik, seken kurşunlar falan’ diyorlar. İki tane top atışını neyin üzerine yaptınız? Orada tankların paletlerinin arasında parçalanan, özellikle bariyerlerin yanında oturan insanları tanklarla kıymaya çeviren kimlerdi? Bunların hepsi göz önüne alınması gerekiyor.” diye konuştu.
O GECE TANIMADIĞIMIZ İNSANLARLA SARILIP KUCAKLAŞIYORDUK
15 Temmuz gecesi ‘Çanakkale Ruhu’nun yeniden dirildiğini vurgulayan Alkılıç, şu ifadelerde bulundu:
“O gece müthiş bir destan yaşadık. Şunu da söyleyeyim, ben o günü çok özlüyorum. Çünkü köprüye gidene kadar insanlarla, yani kardeşlerimizle sarılmamız, kucaklaşmamız… Tanımayan insanlar birbirine sarılıp kucaklaşıyorduı ve birbirini hazırlıyordu. Yani bir destan şeklinde gittik oraya. Herkesin zaten aynı söz vardı ağızlarında; “Bu bir Çanakkale ruhu, bu bir Kurtuluş Savaşı ruhu.” Kimse o gün ölümden korkusu da yoktu. Allah herkesin üzerinden korkuyu almıştı.”
“KONUŞAMAZ, AYAĞA KALKAMAZ” DİYEN DOKTORLAR BİLE ŞAŞIRDI
Başından vurulması nedeniyle beyinde hasar meydana geldiğini belirten Alkılıç, “Bir beyin ameliyatı geçirdim. Hatta kolumdaki yarayı iki gün sonra diktiler. İlk önce hayatta tutup ondan sonra kolumu diktiler. Hastaneden çıktığımda daha konuşamayacağımı, ayağa kalkamayacağımı, artık yatalak olacağımı söylediler ama Allah’a hamdolsun kısa bir süre içerisinde konuşmam da geri geldi. Doktorlar bile ‘Sen nasıl konuşuyorsun’ diye şaşırıyordu. Hamdolsun hiçbir sıkıntım yok. Yeni görevlere hazır şekilde bekliyoruz. Bu görev, bir devlet görevi değil. Halkın artık bir görevi var. Bu görev, vatanın birliğini, bölünmezliğini savunmaktır. Şu an ayakta dimdik şekilde hem işlerimin başındayım hem de ülkemizin bir bireyi olarak hayattayım, hamdolsun.” dedi.
EN ÇOK ETKİLENDİĞİM ŞEY…
15 Temmuz gecesi en çok etkilendiği anları anlatan Alkılıç, şunları söyledi:
“Beni en çok etkileyen ve benim için kırılma noktası olan şey; bu ülkenin Cumhurbaşkanı, hatta ben ülkenin de demiyorum, bu dünyanın lideri olan bir insanın tatildeyken odasına baskın yapılması… Daha sonra da biliyorsunuz ki, Cumhurbaşkanımız halkı çağırırken bir cep telefonu ekranından insanları davet etti. Bu, benim için özgürlüğümüzün nasıl kısıtlanacağını en önemli göstergesiydi. Koskoca Cumhurbaşkanı, bir televizyon kanalını bırakın ya da bir kameraların karşısında değil, bir cep telefonu ekranından bizleri çağırdı. Bu ne demektir biliyor musunuz? Bu, eğer darbe gerçekleşseydi benim için özgürlüğümüzün nasıl kısıtlanacağının en büyük göstergesiydi.
Biz daha çok TRT spikerinin ‘darbe’ dedikten sonra dışarı çıkmaya çalışsak da Cumhurbaşkanımızın bizi dışarı çağırması ülkemizi savunmak için bize bir fırsat vermesi, benim için en büyük kırılma noktalarından bir tanesiydi.”
15 TEMMUZ RUHU BOLİVYA’YA ÖRNEK OLDU
15 Temmuz’daki darbeye karşı direnişin dünya halklarına örnek olduğunu belirten Alkılıç, “Bizim 15 Temmuz’daki direnişimiz sadece Türkiye’ye değil, dünyaya örnek olmuş şekilde. Bu şekilde darbeye karşı, insanların ayaklanması tamamen 15 Temmuz’un göstergesidir. Gerçekten artık yönetimin, halkın refahının bir ordunun elinde değil, halkın elinde olduğunun en büyük göstergesidir 15 Temmuz. O yüzden 15 Temmuz ruhunu hiçbir zaman kaybetmeden hatırlatmak gerekiyor. Bu, bizim kulakları tıkalı insanların bile bir şekilde kulaklarını açıp bunu düstur edinmeleri gerekiyor.” dedi.
FETÖ’CÜLERE VERİLEN CEZALAR YETERSİZ
Yargılamada verilen cezaların yetersiz olduğunu kaydeden Alkılıç, “15 Temmuz’dan sonra birçok insan darbecilere karşı duruyor gibi gözükse de aslında yine onlar da bizden görünmeye çalıştılar. Yargılanmada verilen cezalar yeterli şekle gelecekken yine bir şekilde önlemeye çalışıyorlar. Şu an yargının içerisinde kripto birçok FETÖ’cünün olduğunu göstergesidir. Bunlar bitmedi. Değil 8 sene, belki 18 sene de geçse bunlar bitmeyecek. Çünkü çok fazla menfaatle yoğrulan insanlar. Vatan sevgisi, millet sevgisi olmadığını zaten 15 Temmuz’da halkın üzerinde ve Türk bayrağının üzerine silah sıkarak gösterdiler. Bunun için de alınan cezalardan yine kripto FETÖ’cülerin çok olduğunu düşünerek yeterli bulmuyoruz.” ifadesinde bulundu.
SABAHA KADAR DİRENEN MÜCAHİTLER UNUTULMASIN
Gazilerin dışında sabaha kadar mücadele veren mücahitlerin unutulmaması gerektiğini vurgulayan Alkılıç, “Ben özellikle şehit olanlarımız Allah’ın katında şu an huzurdalar. Gazilerimiz de mükafat aldı ama o gece orada sabaha kadar savaşan mücahitlerin de hatırlanmasını istiyorum. Asıl bu işin şahitleri onlardır. Biz vurulduğumuzda bağlantı kopmuştu. Ama sabaha kadar, 7.00’a kadar orada mücadele eden, kanlarıyla, canlarıyla mücadele eden insanları da hatırlamak gerekiyor her zaman.” dedi.