Sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal, 1983’te ANAP ile iktidara geldiğinde Türkiye’de serbest piyasa ekonomisini benimseyen ilk güçlü siyasi lider oldu. Özelleştirmeler ve yabancı sermaye teşviki gibi politikalar, Özal’ı Türkiye’de liberalizmle özdeşleştirdi.
Liberalizmle özdeşleşen bir diğer isim, iş insanı ve Liberal Demokrat Parti (LDP) kurucusu Besim Tibuk, “NON PAPER” isimli YouTube kanalına konuk oldu.
Özal’ın icraatlarını, vizyonunu, hakkında yanlış bilinenleri masaya yatıran Besim Tibuk, Özal’ın cumhurbaşkanlığının son zamanlarında Türkiye’de anormal bir Özal düşmanlığı başlatıldığını iddia etti.
“O***** ÇOCUKLARI”
Yedinci cumhurbaşkanı Kenan Evren’in Özal’ı hiç sevmediğini, Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in de Özal’ı çekemediğini öne süren Tibuk, Özal için “fakir fukaranın karşısında” diyenlere “O***** çocukları” dedi.
Halk arasında Fakir Fukara Fonu (Fak-Fuk-Fon) olarak bilinen sistemi Özal’ın getirdiğini belirten Tibuk, “Türk milleti Özal’dan önce parayı görmüyordu. Özal, orta direğe çok önem veriyordu” iddiasında bulundu.
“MAFYAYA BULAŞMIŞ, HOMOSEKSÜEL, KARAKTERSİZ BİR ADAMDI”
Tibuk mülakatından en çarpıcı kısım ise eski medya patronu Erol Simavi ile söyledikleri oldu. “Erol Simavi ibn*nin tekiydi” diyen Tibuk, şöyle devam etti:
“Mafyaya bulaşmış, homoseksüel, karaktersiz bir adamdı. Ben tanıdım kendisini. Rüşvetçi, şantajcı bir adamdı. Erol Simavi’den bahsediyorum! Medyanın taptığı ‘bilmem ne çocuğundan’ bahsediyorum! İt oğlu itten…”
Erol Simavi ve Turgut Özal
ÖZAL SUİASTININ ARKASINDA EROL SİMAVİ Mİ VAR
Özal’ın Erol Simavi’nin gazetelerinde attığı manşetlere ses çıkarmadığını belirten Tibuk, Turgut Özal’a yönelik 1988’deki Özal’a yönelik suikast girişiminin arkasında Erol Simavi olabileceğini ima ederek, “O konuda laflar çıktı. Erol Simavi’yi cezalandıracaklardı, atacaklardı içeriye it oğlu iti” şeklinde konuştu.
Turgut Özal’ın oğlu Ahmet Özal da 2010’da “Bu isimler Emniyet ve MİT kayıtlarında da mevcut. O isimlerden birisi de, suikastın hemen ardından gazetelerini satıp yurt dışına giden Erol Simavi’dir. Babam ülke karışmasın diye isimleri açıklamadı. Bunlardan biri de MGK Genel Sekreteri Sabri Yirmibeşoğlu idi. Bu isimlerin hepsi Emniyet ve MİT’in arşivlerinde var. Arşivler açılsın” dedi. Gazeteci Ertuğrul Özkök ise “Simavi” iddialarına o dönem şu sözlerle karşı çıktı:
“Ergenekon davası sırasında kamuoyu o kadar çok komplolara alıştırıldı ki, Devlet Bahçeli’nin de ‘Bizi tasfiye edecekler’ sözlerini garip karşılamıyorum. Erol Simavi, Turgut Özal’ın hayranıydı. Benim adım ‘Özköşk’e çıkartmışlardı. Tam bir deli saçması, o kadar kolay mı insana katil demek. Ben de o zaman çıkayım ‘Hayır Ahmet Özal katil, babasının katili’ diyeyim, var mı böyle bir şey.”
Erol Simavi, Rahmi Koç, Belma Simavi ve Nusret Arsel
ÖZAL SUİKASTI
Özal suikastı, 1988 yılında dönemin o dönem başbakan olan Turgut Özal’a yönelik düzenlenen ve Özal’ın yaralı olarak kurtulduğu suikast.
Olay, 18 Haziran 1988 günü Anavatan Partisi’nin olağan genel kongresi yapıldığı sırada gerçekleşti. Özal, konuşma yapmak için kürsüye çıktıktan kısa bir süre sonra saat 12.18’de Kartal Demirağ adlı bir saldırgan tarafından iki kez ateş edildi ve kurşun Özal’ın önünde bulunan mikrofonun ayağından sekip sağ el başparmağını yaraladı. Özal bunun ardından kürsüden şu sözleri söyledi: “Bilhassa belirtmek istiyorum; Allah’ın verdiği ömrü, onun isteğinden başka alacak yoktur, biz de ona teslim olmuşuzdur.”
EROL SİMAVİ KİMDİR
Erol Simavi, 1930 yılında İstanbul’da doğdu. Hürriyet gazetesinin kurucusu Sedat Simavi’nin oğlu. Babasının ölümünün ardından Hürriyet’in yönetimini devralarak uzun yıllar gazetenin imtiyaz sahibi oldu. Onun döneminde Hürriyet, Türkiye’nin en yüksek tirajlı gazetesi haline geldi. Yayın çizgisinde liberal ve merkez sağa yakın bir tutum izleyen gazete, “Amiral Gemisi” olarak anıldı. 1990’ların ortasında Hürriyet’i Aydın Doğan’a satarak medya dünyasındaki etkinliğini sonlandırdı. Simavi, aynı zamanda Basın Konseyi’nin kuruluş sürecine de destek verdi. Simavi, 2015 yılında hayatını kaybetti.
Erol Simavi
BESİM TİBUK KİMDİR
Besim Tibuk, 1945’te Rize’de doğdu. Üniversite eğitimini Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde tamamladı. Turizm sektöründe öne çıkarak Net Holding’i kurdu ve Türkiye’nin en büyük turizm yatırımcılarından biri haline geldi. 1990’lı yıllarda siyasete atılan Tibuk, 1994’te Liberal Demokrat Parti’yi (LDP) kurdu. Partisini “devletin küçültülmesi, serbest piyasa ve bireysel özgürlükler” ilkeleri üzerine inşa etti. 1999 seçimlerinde LDP genel başkanı olarak sahneye çıksa da, beklenen başarıyı elde edemedi. Tibuk, sivri çıkışları ve farklı siyasi söylemleriyle kamuoyunda sık sık gündem oldu. Türkiye’de liberalizmi savunan en radikal siyasetçi olarak tanındı. 2000’li yıllardan itibaren siyasetten uzaklaşarak iş dünyasına ve turizm yatırımlarına yöneldi. Türkiye’de liberal düşüncenin önde gelen isimleri arasında yer almaya devam ediyor.