Son yıllarda Türkiye’de ekonomik koşulların ağırlaşmasıyla birlikte birçok temel gıda maddesine yapılan zamlar artık sıradan hale gelmiş durumda. Özellikle simit, halk arasında ‘fakir yemeği’ olarak bilinen bu geleneksel lezzet, son dönemde art arda gelen zamlarla adeta uçuşa geçti.
Enflasyonun yanlış ekonomi politikaları ile tavan yapması ve döviz kurundaki dalgalanmalar, Türkiye’de gıda fiyatlarının sürekli olarak artmasına neden oldu. Bu durum, toplumun geniş kesimlerini etkilemekle kalmıyor, aynı zamanda sokaktaki en basit ve erişilebilir yiyeceklerden biri olan simidin bile fiyatını uçuruyor.
Daha birkaç ay önce 10 lira olan bir simit, kısa bir süre içinde önce 12,50 liraya, ardından ise 15 liraya yükseldi. Bu artışlar, vatandaşların günlük yaşamlarını daha da zorlaştırırken, insanlar sokak simitçilerinden simit alırken yaşadığı şaşkınlığı gizleyemiyor.
Bir zamanlar kolayca ulaşılabilir bir yiyecek olarak görülen simit, artık lüks bir tüketim maddesi haline gelme yolunda hız kesmeden ilerliyor.
Bu sessiz sedasız zamlar, halkın günlük yaşamını derinden etkiliyor. Zamlar sadece simitle sınırlı kalmıyor; ekmekten süte, sebzeden meyveye kadar pek çok temel gıda maddesinin fiyatı da benzer şekilde artıyor.
Enflasyon ve döviz kuru artışı, vatandaşın alım gücünü her geçen gün biraz daha zayıflatırken, simit gibi basit bir yiyecek bile artık sofralardan eksik olmaya başladı.
Sessiz sedasız yapılan bu zamlar, Türkiye’de hayat pahalılığını daha da çekilmez bir hale getirdi. Artık simit almak bile, vatandaşlar için iki defa düşündüren bir hal halini almaya başladı.