Her şey, nadir bir genetik mutasyonu taşıyan hasta grubunun incelenmesiyle başladı. Bu kişilerde ISG15 adlı bağışıklık düzenleyici proteinin eksik olduğu tespit edildi. Bu durum, onları bakteri enfeksiyonlarına karşı savunmasız hale getirirken aynı zamanda şaşırtıcı biçimde virüslere karşı olağanüstü direnç kazandırıyordu.
Bogunovic ve ekibi, bu “doğal antiviral süper gücü” taklit etmeye karar verdi. Geliştirilen deneysel tedavi, 10 farklı mRNA molekülü taşıyan özel lipid nanopartiküller içeriyor.
VİRAL ÇOĞALMAYI ENGELLİYOR
Bu moleküller, hücrelerde geçici bir bağışıklık aktivasyonu sağlayarak viral çoğalmayı engelliyor. Üstelik tedavi burun damlası şeklinde uygulanabiliyor, bu da onu pratik ve ulaşılabilir kılıyor.
Hayvan deneylerinde (hamster ve farelerde) yapılan testlerde, grip ve SARS-CoV-2 gibi virüslerin çoğalması geçici olarak durduruldu. Bu etkiler, aşırı bağışıklık tepkisi yaratmadan elde edildi.
Bogunovic, mutasyona sahip bireylerdeki gibi ağır iltihaplanmalardan kaçınmak için tedavinin kontrollü ve sınırlı protein üretimi sağladığını belirtti.
İLK AMAÇ ANTİVİRAL TEDAVİ DEĞİLDİ
Bu araştırma, başlangıçta antiviral bir tedavi geliştirme amacı taşımıyordu. Ancak nadir görülen hastalar üzerine yapılan gözlemler, herkese uygulanabilecek evrensel bir antiviral yaklaşımın kapısını araladı.
Şimdi bilim insanları, bu bağışıklığın ne kadar süre etkili olduğunu ve insanlar üzerindeki güvenli uygulamasını araştırıyor.
Eğer sonuçlar başarılı olursa, bu yöntem COVID-19 aşılarının başlattığı genetik tedavi devriminin bir uzantısı olarak değerlendirilebilir. Kısa süreli, hafif bir bağışıklık aktivasyonunun bile virüslere karşı etkili koruma sağlayabileceği düşünülüyor.
Columbia Üniversitesi’nden pediatrik immünoloji profesörü Dusan Bogunovic’in öncülüğünde yürütülen bu çalışma, Science Translational Medicine dergisinde yayımlandı.